2 Kasım 2012 Cuma

Kaç defa ölmüştün...



hayat değişir. 
birçok kişi gelir gider. 
gelir ve yine giderler. 
eskileri yaşamak isterler; çünkü artık doymuşlardır. 
sizinse geçmişe dair tek suçunuz, saflığınız ve fazla sevmek olmuştur. 
eskileri gülerek ansanız da o an, içinizde acılar tazelenmiştir. 
işte tam o dakikada bir duygu belirir, 
bir istek... 
Sarılmak...

19 Ekim 2012 Cuma

Betimlenemeyen Sahiplik

Lanet sahiplenme duygusu.
Betimleyemediğim bir anlatım!
Ne olduğunu,
Kim olduğunu,
Neden geldiğini bir anlayabilsem…
Kıpırdamadan kalıyorum öylece.
Yemin ediyorum kendimden korkuyorum.
Şiddetinden korkuyorum..
Bir kere içten ‘’Nasılsın?’’ sorusunu
Senden duymadığım için korkuyorum..
Dök içini de dök!
Kus nefretini de!
Ya da ben kendime ‘’daha çok beklersin’’ diyeyim.
Zaten hiç demedim mi sanıyorsun?
Çok sabahlar geçti,
Sen gökyüzünü aydınlık görüyorsun.
Bense gözlerim açık,
Üstümde gökyüzünün çıplaklığıyla,
Senin yanında uyuyorum.
Ben çok denedim…
O’nun da  dediği gibi;
‘’Sana giden yollar kapalı..’’

Esin ÇOT

4 Nisan 2012 Çarşamba

İletişim-

Sevgili okuyucular.
Çok yakında Genesis Medya başlığı altında bir internet üzeri medyada köşe yazarlığına başlıyorum.
10 Nisanda sunuma başlayacak yayında herkesi bekliyorum.
https://twitter.com/#!/bilincaltibozuk  buradan takip edebilirsiniz.
ulaşım için ise  http://www.facebook.com/profile.php?id=100001706107318&ref=tn_tnmn

28 Mart 2012 Çarşamba

Pardon?


Bırakıp gittiğin yerlerde hayatlar var.
Hiç kimsenin bilemediği, göremediği umutlar var.
Yazılara dökemediğim sevmene tahrik edecek,
Sözlerim var.
Arkama sakladığım sevilmeme duygularım var.
Yıkılıp dökülecek porselen,
Gözyaşlarım var.
Sana okutamadığım aşklar var!
Hiç yağmurda ıslandık mı biz.
Kamufle edebildim mi hiç gözlerimi.
Kirpiklerim uzun biraz
Sanırım ondan saklayamıyorum
O küçük taneleri.
Hiç sevmiş miydin beni?
Pardon sen dün geceki üç saniyelik
Kısa metrajdaki adam değil misin?
EsinÇot-

11 Mart 2012 Pazar

Bir Şeyler Düşüneceksen Bunları Düşün...

Böyle olmasın istediğim çok şey var.
Böyle olsun dediğim ama hiç olmayan da şeyler var.
iki üç kelimeyi bir araya getirip sana sunacağım şeyler var.
Okuyup beni anlayacağın satırlar...
Başrol oynadığın sayfalar var...
"süreklilik"
Bu kelimenin içine dünyayı yerleştirip , seninle yaşayasım var.
Sonunu bildiğimiz halde yaşayacağımız sahneler var.
Hayatımızı sarsacak konuk oyuncular var.
Birlikte sulara fırlatacağımız çakıl taşlarımız var.
Paylaşamayacağımız battaniyeler, yastıklar var.
Kavga ettiğmizde salonda yatacağımız geniş televizyon karşısında uyukladığımız koltuk var.
Temizlik günlerimizde yıkayıp toz alman için eline zorla tutuşturduğum bezler var.
Özel günlerimizi işlerimizden dolayı unuttuğumuz sonradan çıkan hediye paketlerimiz var.
Acele çıkmamız gerektiğinde, O an istop eden arabamız var.
İşim olduğu için açamadığım kapının elli kere çalınan zili var.
Deli gibi kahkaha atacağımız geceler var.
"haadi ama hep ben yapıyorum kahveyi bu sefer sen yap" dediğimiz , üşendiğimiz akşamlar, öğleler, sabahlar var.
Dibi tutmuş yemeklerimiz var.
Eve geç geldiğimizde mahallemizde bizi korkutan köpekler var
.....
Var da var işte. Sığdıramadığım bir dünya hayal adına basılacak bir sürü kitap...
Hepsinin olması için büyük bir sabır , özlediğimizde cıkacağımız köşe başları...
Üzüldüğümde beni aramamanda var.
Kızgınlığımda var.
Bazen yüzünün ortasına indirmek istediğim yumruklarda var.
Sonra "oy ooy kıyar mıyım" Diyip, kafani göğsüme yaslayıp öpeceğim seyrek uzun siyah saçlar var.
Ama birde küçücük bir kalbim var. Arada sıkışıyor nefes aldırmıyor bana korkutuyor ama iş görüyor işte.
Ellerimi yanaklarında ısıtma bahanesiyle kalbimi oraya deydirdiğim bir kalp işte. Arada yaptığı yaramazlıklar senin beni ihmal ettiğin için yaptığı şımarıklıklar.
Uslu durmasını söylüyorum. "derin derin..." diyorum.
"hadi esin zamanı değil derin derin nefes hadi esin..." diyorum.
Kahkaha atıyor bana eşek. Gülüyor. Ne istiyorsun dediğimde, "o'na dokunmak istiyorum." Diyor.
Şımarıyor işte bazen. Paylaşamıyoruz seni.
Bazen aklımız ermiyor, bazen sevgimiz yetmiyor.
Yardımına ihtiyacımız var.
Ellerimin ısınmasına senin içini ısıtmaya ihtiyacım var.
...
Bazı şeyleri yaşamamız gerekiyormuş.
Her şeyde bi hayır var işte.
neyse geçmişte kaldı.
Bunlar hoşuna gider mi bilmem ama kafamdan geçen her şeyi yazdım işte. Yanında olmayı çok istiyorum.
Nerede olursan ol, yanında.
Okurken gülersin belki.
Belki bir tebessüm olur kaşık kadar suratında.
Ben seni gülerken görmeyi çok seviyorum.
Hepsi bu değil,
Ama bi kısmı bu.
Hep sana sarıldığımı düşün ve hiç üşüme.
Seni seviyorum.



Esin ÇOT     10.03.2011 21.37 

4 Mart 2012 Pazar

Bazen çok garip bakıyor insanlar.
Bazen biz görmüyoruz.
Bazen çok garip seviyorlar.
Biz hiç bile diyemiyoruz.
Bazende olmayan bir arzu ve tutkuyla,
Hepimiz baş ağrılarımızla sevişiyoruz;
Fakat bu hiç birimiz için tek gecelik olmuyor.
EsinÇot

2 Mart 2012 Cuma

İyi Uykular Sevgilim


   Yeni sevgiler giyinememiştik. Bayramlık aşklar yaşamadık seninle. 
Elini öpmedik hayat bizi mutlu ettiğinde. Sevemedik belki de. Seveme-din... Haksızlık yaptık. 
Yap-tın. 
Bu yaşamın hiç şekerini yemeyen insanlar gördüm ben. 
İnsanlar ağladıkça değmez dedim. Değmez dedikçe ağladım. Değmedikçe  ağladım. Ağladıkça yıkıldım. Yıkıldıkça yitirdim.Yitirdikçe yükseldim. Bırakalım şimdi bunları. Sen ne yaptın? İnandın mı başkasına? Elledin mi birilerinin saçlarını. Yazık ettiler mi benim gibi. Senin için... Yalandan gülmemiştir kimse sana. Eğlendirmişsinizdir birbirinizi.
 Ben nankörlüğü dibine kadar yaşarken, sen onu yaşatmışsındır. 
Senden nefret etmiyorum. Seni sevmemezlik yapmıyorum. Kin tutmuyorum. Orayı burayı yıkmıyorum.
Bak!
Ben hasta değilim. Şizofren de değilim. Ölmüş birini yaşatıp, arkasından küfür edecek kadar saygısız da değilim. Son saygımı da yerine getiriyorum. Her şey için teşekkür ederim. Bendeyken hep uyuduğun gibi benden sonrada hep uyuyor olacaksın. İyi uykular Dünyam! 
Seni hep uyurken izleme fırsatı olacakmış demek ki elimde sadece. Gözünün hep kör olduğunu görerek acı çekecekmişim... Savunmasızlığını izleyerek ders alacakmışım senden. İyi uykular sevgilim…
İyi uykular…
-Esin ÇOT

Aşk Tek Gecelik-MİŞ...

Adem ile Havva'dan başladı belkide.
Her şey...
Aşk, arzu, ihanet, savaş, sevgi, yalan...
Belki de önce sevgiyi yaymak istediler.
Nereden bileceklerdi ki,
Soylarının o biçimlere dayanacağını.
Nereden bileceklerdi ki,
Aşk ve arzunun tek gecelik olup,
O geceden ekmek yiyen fahişeleri,
Bayram çocuğu yapacağını.
- Esin ÇOT

29 Şubat 2012 Çarşamba

Bir Gün

Bir gün,
Bir sokağın başında bekleyeceğim.
Usulca yanıma biri sokulacak.
Gayet dostça "merhaba" diyecek.
İnsanlar artık bu kelimeyi unuttuğu için olsa gerek,
Senin tek bir merhabana kanmış olacağım.
Sen öyle sanacaksın, yani bende.
Kısa kısa cümleler kurarken,
Uzun uzun çığlıklar atacağız aslında ikimizde.
Farkında olmadan...
Farklarımızda, birbirimizi ararmışçasına.
Hayatlarımızdan girilecek konuya,
Biz ağzımızı açamazken,
Kırk yıllık dostmuşçasına konuşacak gözlerimiz.
Hatırı olacak bir kaç kelimenin.
Birbirimiz gibi insanların,
Birbirimizde ne kadar eksik olduğunu anlayacağız.
Bir birimiz diyemeyeceğiz ama.
Çünkü sen beni,
Biz yapacak kadar sevmeyeceksin belki de.
Bir birimiz olamayacağız.
Çünkü birbirimizin hayatlarında,
Bir'i biz yapamayacak engeller olacak.
Birbirimiz gibi görünmeyeceğiz.
Belki de hatamız erken teşhis olacak.
Birbirimiz diyemeden,
Bir bir yok olacağız.
Bu yüzden, varsayımlarla delirmek yerine,
O adama,
O sokak başında,
Arkamı dönüp gideceğim...
-EsinÇot
Giderek azalan umutlar vardır. 
Bizimkisi gibi. 
Bazı laflar vardır. 
Canlı canlı mezara sokmuş gibi. 
Bazı insanlar vardır. 
Yüz yılın oyuncusu gibi. 
Ve öyle savunmasızlar vardır ki dürüstlüğe cephe alan. 
Öyle laflar söylediler ki. 
Bir fahişenin bile gururunu okşayan..
-Esin Çot

20 Şubat 2012 Pazartesi




Son bahar gelince seni arıyor gözlerim.
Her yaprak düştüğünde üzülüyorum.
Senin çok beğendiğin bir hırka var üstümde.
Mini mini bir kuş bile yok ellerim hep boş…
-EsinÇot

19 Şubat 2012 Pazar

''Köpek'' deyip geçersen, pişman olursun...


Bir köpek yalnızca 10 şey ister;

Benim hayatım 10-15 yıl sürer. Senden ayrılığım bana acı verir.
Beni almadan önce bunu düşün.
Bana, senin benden istediklerini anlayacağım bir süre ver.
Benim içimde sevgi duygusu uyandır ben bununla yaşarım.
Bana hiç bir zaman uzun süreli darılma ve cezalandırmak için bir yere kapatma. Senin hayatında iş, eğlence ve arkadaşların var.
Benim hayatımda ise sadece sen varsın.
Arada sırada benimle konuş. Sözlerini anlamasam bile bana yönelttiğin sesini anlarım.
Bana daima nasıl davranılması gerektiğini bil. Ben hiç bir zaman unutmam.
Beni dövmeden önce aslında dişlerimle kemiklerini un ufak edebileceğimi,
ancak asla böyle bir yola başvurmayacağımı düşün.
Beni “isteksiz, tembel ve inatçı” diye azarlamadan önce düşün:
Belki yediğim yemek dokunmuştur, belki güneşin altında uzun zaman kalmışımdır veya halim kalmamıştır.
Yaşlandığımda benimle ilgilen, bir gün sen de yaşlanacaksın.
Her zor anımda yanımda ol, “benim içim kaldırmaz” veya “ben görmeden olsun” deme, çünkü benim için her şey seninle birlikte daha kolay…  

 Bir köpek bile yalnızca bunları isterken, ben senden çok mu fazla şey istedim?

Bir Gün Öyle Bir Gideceksin ki...

Bir gün öyle bir gideceksin ki. 
Fark etmeyeceğim bile. 
Sense dönüp bakamayacaksın.
Bir gün öyle bir gideceksin ki,
Ne tanımaya fırsatın olacak beni,
Ne de küçücük dünyayı tanımaya. 
Bir gün öyle bir gideceksin ki,
Sevmen gereken kadını bile,
Düşünemeyecek kadar,
Kendi haline düşmüş, 
Basit bir insan olacaksın. 
Bir gün öyle bir gideceksin ki. 
Vaziyetini betimlemeye, 
Ne benim dilim varacak, 
Ne de kelimelerin…
- Esin Çot

18 Şubat 2012 Cumartesi

Sıradaki hayatlar bilinmediği için;  sıradaki yarı bilinen hayatlar hep bizler kalacağız.